top of page
londradanbildiriyor

Londra Manzaraları

Güncelleme tarihi: 30 Ağu 2023

"Londra'nın en güzel yanı, insana her zaman bakılacak yeni bir şey, üzerinde konuşulacak taze bir şey vermesiydi. İnsanın yapması gereken tek şey gözlerini açık tutmasıydı..."

Virginia Woolf, Londra Manzaraları


Ünlü Yapılar


Londra manzaralarını keşfe çıkacağız ama öncesinde sana bu şehre geldiğinde karşına sık sık çıkacak ünlü yapılardan çok kısa bahsetmek istiyorum. Yapılara bakmak güzel tabi ama neyin ne olduğunu bilmek daha anlamlı olacak.


St Paul's Cathedral


İlk olarak meşhur kiliseye götürüyorum seni. St Paul's Katedrali kuşkusuz şehrin göz bebeği! İlki 604 yılında yapılan bir ahşap kiliseymiş ancak kısa sürede bir yangınla yok olmuş. Sonrasında yeniden yapılan katedral tam 600 sene ayakta kalmayı başarmış ve hristiyanlar için kutsal bir yer haline gelmiş ancak 1666'daki büyük Londra yangınında o da kül olmuş. Bu yangınla Londra yüzde 80'ini kaybetmiş zaten... Tabi kilisenin hikayesi burada sonlanmamış. 1675 yılında eski hali örnek alınarak yeniden yapılmış ve tamamlanması tam 36 yıl sürmüş. O zamandan beri, katedral Londra’daki birçok tarihi olaya ev sahipliği yapmış ve yapmaya devam ediyor. Churchill'in cenazesi buradan kaldırılmış, birinci ve ikinci dünya savaşının sona ermesiyle barış törenleri burada düzenlenmiş, o zamanlarda prens olan şimdinin kralı Charles ve Diana'nın düğünü burada yapılmış, Kraliçe Elizabeth'in doğum günleri burada kutlanmış...

Oldukça etkileyici tarihi, görkemli yapısı, tam 111 metre yüksekliğindeki kubbesiyle kesinlikle adının hakkını veriyor.



London Eye


Yüzyıllar öncesi tarihten bir anda milenyuma ışınlıyorum seni :) London Eye, milenyum kutlamaları için dizayn edilmiş ve resmi açılışı 31 Aralık 1999 tarihinde yapılmış. Başlangıçta beş yıl gibi bir süre kalması planlanan bu dev dönme dolap, yoğun ilgi sebebiyle kalıcı hale getirilmiş. Yılda yaklaşık 4 milyon turistin ziyaret ettiği yapı Londra'nın en ünlü simgelerinden biri kuşkusuz.



The Shard


2012 yılında yapımı tamamlanan bu ünlü bina tam 305 metre yüksekliğinde ve 82 katlı! Shard'ı yapan mimar, kilise kulelerinden ve gemi direklerinden esinlendiğini ama yapının daha çok sustalı bıçağı anımsattığını söylüyor, haksız değil. Cam kırıklarını andıran tasarımı ve dış cephesinde Londra'nın silüetini yansıtmasıyla ününe ün katan yapı havaya ve mevsimlere göre renk değiştiriyor. Dışında tam 11 bin cam panel mevcut. İçinde geceliği 10 bin pound olan suit odalar, lüks restoranlar var.



The Walkie Talkie


Bu binanın resmi adı 20 Fenchurch Street ama daha çok Walkie Talkie olarak biliniyor. Eski zamanların telsiz telefonlarını andıran şekliyle benim favorim kendisi <3. 2014 yılında yapımı tamamlanan bu bina henüz çok genç. 35. katında Sky Garden var, Londra manzarasını görebileceğin en iyi yerlerden biri. Ek olarak çok şık restorantlar, cafeler, çalışma alanları da bulunuyor. Boyu 160 metre olan bu yapıyla ilgili ilginç bir bilgi paylaşmak istiyorum. Aslında bina 200 metre olacak şekilde önerilmiş ama sonradan St Paul's ve London Tower'ın görünürlüğünü önemli ölçüde etkileyeceği düşünülerek boyu kısaltılmış. Londra'da eski ve yeni sentezini işte bu yüzden seviyorum. Şehirdeki tarihi dokuya zarar vermeden modern yapıları aralara serpiştirmeyi başarabilmişler. Planlama yapılırken çokça emek ve çaba söz konusu ki olması gereken de bu aslında...


The Gherkin


Asıl ismi 30 St Mary Axe olan bu bina, kornişonu andırdığı için Gherkin olarak biliniyor. 180 metre uzunluğundaki bu yapı, 2003 yılında tamamlanmış. Kendisi şehrin en çok bilinen çağdaş mimari örneklerinden biri.



City Hall

Eski belediye binasının takma adı ise Armadillo. Gerçekten de bu hayvana benziyor :) 2021 aralık ayına kadar Londra belediye başkanının ve meclis üyelerinin çalışma yeri burasıydı ancak ofisin yeri Royal Docks'taki The Crystal binasına taşındı.



Tower Bridge


Thames Nehri üzerinde yer alan açılır kapanır köprü, şehrin iki yakasındaki trafiği birleştiriyor. Londra Kulesi'ne yakın olduğu için "Kule Köprüsü" olarak adlandırılmış. 1894'te kullanıma açılan köprünün birbirine bağlı iki büyük kulesi var. Günde yaklaşık 50 kez açılıp kapanıyor ve bu sayede nehirden büyük gemiler geçebiliyor.



Big Ben


Big Ben'e süper star diyebiliriz çünkü Londra dendiğinde akla ilk gelen simge kendisi, Londra'da geçen tüm filmlerin neredeyse hepsinde bir sahnede mutlaka Big Ben'e yer verilir. Aslında resmi adı Elizabeth Kulesi. Big Ben de saat kulesindeki çanın adı, ancak zamanla halk tarafından tüm yapıyı belirtmek için kullanılmaya başlamış ve öyle kalmış. Neo-Gotik tarzda tasarlanan saat, 1859'da tamamlandığında dünyadaki en büyük saat ünvanına sahipmiş. Saat UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.



 

En İyi Londra Manzaraları Nerede?


Londra manzaralarını görebileceğin en iyi beş farklı alternatif sunacağım sana, sonuncu hariç diğerleri ücretsiz. Manzaraları merak ediyorsan YouTube kanalımdaki "Londra Manzaraları" videomu izlemelisin.


1. One New Change


Burası şehrin merkezinde bir alışveriş merkezi ama burayı özel yapan şey teras katında sunduğu manzara. St. Paul's Katedrali'ni en iyi görebileceğin yer kesinlikle burası. Asansörden çıkarken bile görsel şölen başlıyor! Buradan London Eye, Shard gibi diğer yapıları da izleyebilirsin. Özellikle yaz aylarında burada vakit geçirmek çok keyifli oluyor. Ücretsiz, rezervasyonsuz ve diğer manzara izleyebileceğin mekanlarına nispeten sakin bir yer. Benim için en önemli kriter bu aslında...


2. The Garden at 120

Burası Fen Court Building'in teras katında bir bahçe aslında :) Yine rezervasyon yok, ücretsiz ve yine sakin bir mekan. Shard, City hall, Thames, Tower Bridge, Walkie Talkie, Gherkin gibi az önce saydığım ünlü yapıların neredeyse hepsini görebileceğin mükemmel bir konumda kalıyor. Buraya gelmeni kesinlikle tavsiye ediyorum.


3. Sky Garden


Bir gökdelenin tepesinde çeşitli bitki türlerinin yer aldığı bir bahçe hayal et. Bu bahçe sana Londra’nın en güzel manzarasını panoramik olarak sunuyor, üstelik giriş ücretsiz!

Walkie-Talkie’nin 35. katında yer alan Sky Garden, iç dizaynı ile göz doldururken Thames Nehri'ne karşı güneşi batırmak için şahane bir yer. İnternet sitesinden en az bir hafta öncesinden bilet alıp rezervasyon yapman yeterli.


4. Royal Observatory Greenwich


Greenwich'teki kraliyet gözlemevine çıkarken göreceğin Londra manzarası baş döndürücü güzellikte! Açıkhavada olması, rezervasyon bilet derdinin olmaması, Greenwich'e gelmek için bir bahane yaratması sağladığı en büyük avantajlar.

Şehir merkezinden buraya nasıl gelirim dersen Bank Station'dan DLR hattına binip tek vasıtayla gelmen mümkün. Cutty Sark durağında inince yaklaşık 15 dakika yürümen gerekecek. Greenwich'i karış karış gezeceğimiz videoda tüm detayları anlatacağım.


5. Uber Boat ile The River Thames


Öncelikle şunu belirteyi, diğer toplu taşıma alternatiflerinden biraz daha pahalı ama karşılığında sana eşsiz Londra manzaralarını sunuyor. Sonuçta her gün kullanacağın bir ulaşım aracı değil, bu yüzden Uber Boat ile güneşli bir havada yolculuk yapmanı öneririm.Cam kenarında oturmayı sakın unutma :)


Önceden online bilet almanı tavsiye ediyorum çünkü gişeden almaya kalkıştığında "yer kalmadı" şeklinde seni geri çevirme ihtimalleri olabilir. Bu riski göze alma, şu linkten gitmek istediğin güzergahı seç. Tek yön ya da gidiş dönüş bilet alabilirsin. Ben Greenwich - Westminster yolcuğu için (tek yön) 8.70 GBP ödemiştim. Bu güzergah için yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor ve çok keyifli oluyor. Aralarda birçok limanda durup yolcu indirip bindiriyorlar. Bu arada Oyster Card ile de ödeme yapılabiliyormuş ama o konuda bir tecrübem olmadı.


Gördüğün manzaralar umarım hoşuna gitmiştir ve şehre kendini biraz daha yakın hissetmişsindir. Son sözü yine Virginia Woolf'a bırakıyorum: "Londra insan yaşamının akışının ve koşturmasının tam içinde olan bir kenttir."






Commenti


bottom of page