top of page
  • londradanbildiriyor

Kedimi İngiltere'ye Nasıl Getirdim?

Güncelleme tarihi: 30 Ağu 2023

Üsküdar'da bir sokak çocuğuydum, şimdi British Shorthair hayatı yaşıyorum. -Gofret the Cat


Birleşik Krallık'a taşınmaya karar verdin ve tüylü dostunu yanında götürmek istiyorsun. Öncelikle bu kararından dolayı seni tebrik ediyorum çünkü süreç biraz uğraştırıcı ve oldukça masraflı. Bu yüzden yavrusundan vaz geçenler, gelirken başkasına emanet edenler hatta çok acı ama sokağa bırakanlar bile oluyor. Çünkü buraya gelirken diğer Avrupa ülkeleri gibi “ona bir bilet alırım, kucağımda uslu uslu gelir” diye bir seçenek yok ne yazık ki. Küçük dostunu buraya bir eşya gibi kargo bölümünde getirebiliyorsun sadece! Tabi bu aşamaya gelene kadar bazı testler yapılması, sağlık belgelerinin hazırlanması gerekiyor ve tüm bunlar en az dört ay sürüyor. Bu süreçte herhangi bir aksilik yaşamaman için kendi deneyimlerimi tüm detaylarıyla paylaşacağım.


Yasalar gereği Türkiye’den Birleşik Krallık’a tüm evcil hayvan girişleri kargo statüsünde ve gümrüklü olarak kabul ediliyor. Birleşik Krallık’a, Türkiye’den hiçbir evcil hayvan, kabin içinde ve ya fazla bagaj olarak kabul edilemiyor. Baştan söylememde fayda var, benim tercih ettiğim yöntem sanıyorum en pahalı olanı ama diğer seçenekler daha ücret bakımından biraz daha uygun olsa da bunun kedim için en konforlu ve en hızlı yol olacağına karar vermiştim, nitekim öyle de oldu.


Kasım 2021'de kedim Gofret'i İstanbul'dan Londra'ya getirdim ve onu kucağıma alana kadar çok stres yaşadım. İyi haber şu, ne kadar gözünde büyütürsen büyüt, iyi bir planlama ve düzgün çalışan kişilerle bu süreci kazasız belasız atlatıyorsun. Sadece altını çizmekte fayda var, evcil hayvanını Birleşik Krallık'a getirmeden dört ay önce süreçleri başlatmalısın. Eğer birkaç hafta içinde ya da bir ay sonra götürmeyi düşünüyorsan mümkün olmayacağını söylemeliyim.


Benim İngiltere'ye gelişim henüz netleşmemişti ama sene sonuna kadar gideceğimi tahmin ediyordum. Bu yüzden temmuz ayında evrakları toplamaya karar verdim ve kasımda problemsiz bir şekilde kedimi getirdim. Zaten kargo şirketleriyle anlaşma aşamasına gelmeden önce sadece bir test ve bir aşı yaptırıyorsun, yani süreci her şey netleşmeden başlatsan bile kaybedeceğin çok bir şey yok çünkü bu test ve aşı çok masraflı değil. (Taşıma şirketlerine ödeyeceğin miktarlarla kıyaslayınca hiçbir şey:) ama sürece geç kalırsan büyük sıkıntı çekersin. Çalıştığım kargo şirketlerinin profesyonelliği ve veterinerimin desteğini atlamak istemem doğrusu. Tek başına değil ekip olarak hareket etmelisin. Böylece sen de daha az yıpranmış olursun.



 

Birleşik Krallık'ın Pet Giriş Kuralları


Evcil hayvanını getirmen için izlemen gereken adımlara geçmeden önce, evcil hayvan sahibinin ya da bir refakatçinin evcil hayvan ile birlikte beş gün içinde uçması gerektiği konusuna değinmek istiyorum. Bu yüzden sen aynı güne hatta mümkünse aynı uçuşa bilet almaya çalış. Ben taşıma şirketimin önerisiyle öyle denk getirdim, çok mantıklı bir hareket oldu. Uçuş bilgilerine yazının sonlarına doğru yer vereceğim. Öncesinde Birleşik Krallık'ın pet giriş kuralları nelermiş, birlikte bakalım:


1. Adım: Mikroçip


Evcil hayvanına mikroçipinin takılı olması ve mikroçipin takıldığı tarihin aşı karnesinde beyan edilmiş olması gerekiyor.


2. Adım: Kuduz Aşısı


Mikroçip konusu tamamsa kedine ya da köpeğine kuduz aşısı yapılacak ve kuduz aşısı yapıldığı tarihten itibaren en az bir ay beklenecek.


3. Adım: Kuduz Titrasyonu


30 gün bekleme süresi dolduktan sonra veterinerin tarafından kedinden ya da köpeğinden kan numunesi alınacak ve akredite bir laboratuvarda “kuduz titrasyon testi" yapılacak. Bu test sadece Ankara'da özel bir laboratuvarda yapılıyor. Kan alımı, transferi, sonuçların paylaşılması gibi tüm süreçleri veterinerin halledecek. Sen sadece İngiltere'ye geliyorsan veterinerine İngiltere için kuduz titrasyonu yaptıracağını söylüyorsun. Bu konuda daha önce tecrübesi olan bir veterinerle ilerlemeni tavsiye ederim. istanbul'daysan eğer Yenitepe Veterineri kesinlikle tavsiye ediyorum. Zaten Gofret'in veterineriydi ve son derece profesyonel bir şekilde süreci takip ettiler. Özetle veterinere evcil hayvanını götürüp kan numesini verdikten sonra sonuçların çıkmasını bekliyorsun.


4. Adım: Üç Ay Bekleme Süresi


Kan numunesini verdin, şimdi yolculuk için üç ay beklemen gerekiyor. Raporun daha önce de çıkmış olabilir ama bu üç aylık süreyi tamamlaman lazım. Sürenin dolmasını beklerken pet taşıma şirketlerini araştırmaya başla ve hatta onlarla iletişime geç. Sürecin hakkında bilgi ver, tahmini uçuş zamanını paylaş, eksik ya da atladığın bir konu var mı onları sor. Taşıma şirketiyle ilgili detayları da birazdan paylaşacağım.


5. Adım: Köpekler İçin İç Parazit Aşısı


Köpekler için uçuştan önceki son beş gün içerisinde iç parazit aşısı yapılması ve aşı karnesine işlenmiş olması gerekiyor. Bu madde sadece köpekler için geçerli, kediler için iç parazit aşısı yapılmasına gerek yok.


Senin tek başına yürütmen gereken süreç bu kadar.


Bu adımları tamamlandıktan sonra belirlediğin uçuş tarihine yaklaşık 4-5 gün kala, İl veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden sağlık sertifikası sağlık sertifikası çıkarttırman gerekiyor. Bu konuda Türkiye'de anlaşacağın taşıma şirketi sana destek olacaktır. Tüm evraklar hazırlanınca yine Türkiye'deki taşıma şirketi bu belgelerin İngiltere'ye gönderilmesini sağlayacak. Ayrıca evcil hayvanının taşıma kabını da yine Türkiye'deki şirket ayarlayacak. Bazı videolarda taşıma kabı özelliklerini vs paylaşmışlar ama bunlarla kafanı yormana hiç gerek yok çünkü dediğim gibi bunu taşıma şirketi senin için planlayacak.

 

Hangi Taşıma Şirketleriyle Çalıştım?


Şirket konusunda ben D Cargo ile çalıştım ve bu konuda çok doğru bir tercih yaptığımı düşünüyorum. Orada İbrahim Bey bana yardımcı oldu. Geçen sene dört buçuk kilo kedim için verdiğim ücret bin dolardı ama her şey gibi bunda da fiyatların değişmiş olduğunu düşünüyorum.




Türkiyedeki taşıma şirketi kedimin Londra'ya uçuşuna kadarki sürecinden sorumlu olduğu için, Londra'ya ulaştığında başka bir taşıma şirketiyle daha anlaşmam gerektiğini bilmiyordum ve öğrendiğimde bir kez daha telaşa kapıldım. Bu şirketin görevi uçaktan aldıkları hayvanı yine havaalanı içinde bulunan hayvan kabul merkezine (HARC - Heathrow Animal Reception Centre) götürmek ve evrak sürecini takip etmekti. Türkiye'deki kargo şirketinin daha önce İngiltere'de bir kargo şirketi ile (James Cargo) çalışmış olduğunu öğrenine hiç riske girmek istemediğim için hemen onlarla iletişime geçmelerini rica ettim. Eğer başka kargo şirketiyle çalışıyor olsaydım belki İngiltere sürecini kendim halletmem gerekirdi ama D kargo bu konuda çok destek oldu. İngiltere'deki kargo şirketine 450 pound ödedim. Ayrıca hayvan kabul merkezinden eve getirmeleri için de ekstra 150 pound ödedim. Bunu neden yaptığıma birazdan anlatacağım.


Şimdi bazı detayları da paylaşmak istiyorum:


Uçağım 14:55'te kalkıyordu, bu yüzden kargo şirketinden görevli biri ile sabah 9'da Türk hava Yolları kargo bölümünde buluştuk. Gofret'i şirketin getirdiği taşıma kabına yerleştirdik ve kargo bölümündekilere emanet ederek kendi terminalimize doğru yola çıktık. O anı sanırım yıllar geçse de unutamayacağım. Çaresiz bir yavrucuğu bilinmezliğe bırakma hissi insanı perişan ediyor!


Yine de korkmasın diye evcil hayvanına sakinleştirici ilaç verme çünkü hayvan kabul merkezinde belgelere ek olarak hayvanın genel sağlık durumuna da bakıyorlar. Eğer hasta olduğu kanısına varırlarsa karantinada tutabilirler. Bu riski asla göze alma.


İstanbul'dan Londra'ya uçuyorsan, saat 14:55'te kalkan THY'nın TK1971 sayılı uçağı için biletini almaya çalış. Böylece evcil hayvanınla aynı uçağa bineceksin ve Londra'ya aynı anda varacaksın. Heathrow'a vardığında evcil havanın uçaktan hayvan kabul merkezine nakledilecek. Burada tatsız olan konu şu ki hayvan kabul merkezinde 6 saate kadar gözetim yapabiliyorlar.


Bu merkezin etrafında ne yazık ki bekleme yeri yok ve indiğin terminalden oldukça uzak bir konumda yer alıyor. İşlemler birkaç saatte bitebilir ama saatlerce sürebilir de; bunun garantisini kimse veremiyor. Bu yüzden ben İngiltere'deki James Cargo'ya kapıya teslimat için ekstra 150 poundluk bir ücret daha ödedim. Aracım olmadığı için eve gidip, bavulları bırakıp, tekrar havaalanına gelseydim çok yorulacaktım. Nitekim ben önden eve geçtim ve birkaç saat sonra kargo şirketini arayarak Gofret'in durumunu sordum. Kedimin durumunun iyi olduğunu ve evrakların inceleme aşamasında olduğunu söylediler.


“Uçakta zaten stres oldu, bir de bilmediği bir yerde aç susuz ne yapacak yavrum?” diye korkma sakın çünkü hayvan teslim merkezine gelir gelmez hemen mama - su veriyorlar ve tuvalet ihtiyaçlarını da gideriyorlar. Ben en sevdiği yaş mamayı kafesinin üstüne bantlamıştım. Küçük bir paket olduğu için sorun olmayacağını söylediler. Orada verdiklerini düşünüyorum çünkü geldiğinde maması yoktu. Kargo şirketinin taşıma kabında su haznesi var zaten, susuz kalmayacak. Kafesin zeminine de bir tane tuvalet pedi sermiştim. Bu kadar sürede mecbur kafesine tuvaletini yapacaktı, ıslaklık hissetmesini istemedim. Sen de mutlaka böyle bir tuvalet pedi ser;)


Uçağımız 17:00'da inmişti ama Gofret'in eve gelmesi gece 11'i buldu... Yolculuğumuz sabah çok erken saatlerde başladığı için geldiğinde çok bitkindi ve miyavlamaktan sesi kısılmıştı garibanın. Tabi eve geldiğinde dünyalar benim oldu. O an öyle bir hafifleme hissi geldi ki dört aylık süreç buhar olup uçtu! O gece hiç uyumadı, yemek de yemedi ama sabah uyandığımda bir de gördüm ki mamasını yemiş, yeni tuvaletini kullanmış, etrafı kokluyor :D Yeni ortamına alışması sadece bir gün sürdü. O gün ev alışverişi dışında dışarı çıkmadım ve onunla evde zaman geçirdim. Kedimin yatağını yanımda getirmiştim, bildiği bir koku olduğu için kendini daha güvende hissetti. Eğer sen yatağını getiremiyorsan bile en sevdiği oyuncağını çantana koy.


Bu da böyle bir macera olarak anılarımıza karıştı.



Comments


bottom of page