Londra’da dil okuluna gitmek isteyenler için çok fazla seçenek var. Seçeneklerin fazla oluşu karar verme aşamasına gelmeni zorlayabiliyor. İşin içine kursun konumu, ders saatleri, sınıftaki öğrenci sayısı gibi çok fazla kriter de girse karar vermemizde en önemli etken fiyat oluyor. Ne yazık ki bu şehirde hiçbir şey ucuz değil, e haliyle kurslar da öyle…
Buraya geldiğim hafta dil kursuna başladım. Üç ay boyunca haftanın beş günü 9:00-12:00 saatleri arasında her gün kursa gittim ve C1 seviyesiyle mezun oldum. Bu seviyeler dil becerisini yüzde yüz ifade ediyor mu emin değilim çünkü bazen konuşman çok iyi iken dil bilgisi (grammar dediğimiz korkulu rüya!) eksikliği sebebiyle yazım yeteneğin zayıf olabiliyor. Ya da dinleme konusunda hiç problem yaşamazken pratik eksikliğin sebebiyle akıcı bir şekilde konuşamayabiliyorsun. Yani bir yerde seviyen B2 iken başka bir yerde C1 olabilirsin. Böyle bir genel sınıflandırma ne kadar doğru tartışılır ama üç ay sonunda edindiğim bilgi ve beceri, yıllarda Türkiye’de aldığım dil eğitimlerinden oldukça farklıydı. Tabi günlük hayatta da sürekli ingilizceye maruz kalmak, sınıftaki diğer ülkelerden gelen arkadaşlarla sohbet etmek gibi destekleyici çok faktör var, inkar edemem ama sonuca bakınca gerçekten bu kadar kısa sürede çok faydasını gördüğüm bir eğitim oldu. Bu yüzden seninle detayları paylaşmam gerek :)
Otuz iki yıllık ömrüne bir lisans ve iki master sığdırmış biri olarak akademik hayatı çok sevdiğim bir gerçek:) Bu yüzden dil eğitimini de Londra’da sıradan bir kurs yerine üniversite ortamında almak istedim. Çünkü öğrenciliği çok seviyorum! Bu şehirde kampüs ortamını yaşayarak öğrenmek bana daha cazip geldi. Şehrin en güzel yerlerinden biri olan Regent’s Park’ın hemen karşısında konumlanmış Regent’s University London, daha internet sitesinden araştırırken kalbimi çalmıştı! Burası Londra’da bulunan özel bir üniversite ve özellikle lisans sonrası sunduğu eğitim seçenekleriyle oldukça popüler. Dünyanın her yerinden çok sayıda öğrenciye ev sahipliği yapan bu üniversitenin kampüsünü çok sevmiştim. Ders sonrası okulda kalıp vakit geçirmek, kütüphanesinde diğer öğrencilerle beraber çalışmak, öğle arasında yemekhanesinde yemek yemek gibi tüm aktivitelerden faydalandım bu süre içerisinde. Zaten kursa kayıt olduğunda sana öğrenci kartı veriyorlar. Bu öğrenci kartıyla diğer öğrencilerden farksız bir şekilde okulun tüm ayrıcalıklarından faydalanabiliyorsun. Tam da aradığım şeydi bu.
Sınıf maksimum 15 kişilik ve yaş ortalaması 20-25 arası yani genelde yeni mezun kişilerden oluşuyor çünkü bu öğrencilerin büyük bir kısmı dil okulundan sonra yine bu üniversitede eğitimlerine devam etmeyi planlıyor. Bir nevi hazırlık aşamasındalar diyebiliriz. Okul ayrıca konaklamana yardımcı oluyor, kampüs içinde yurtlarda ek bir ücret karşılığında kalabiliyorsun.
Kurslar genel ingilizce (haftada 15 saat) ve yoğun ingilizce (haftada 21 saat) olarak sınıflandırılmış. Ben genel ingilizceyi tercih ettim çünkü dersten sonra günün bana kalmasını istemiştim. Okulun yeri de Baker Street’e (Sherlock Holmes’un mekanı) yürüme mesafesinde olduğu için ders sonrası her yere çok kolay gidebiliyordum. Burayı tercih ettiğim için çok memnunum, hem dersler hem de edindiğim arkadaşlıklar açısından harika bir deneyim oldu. Kursta ingilizcem geliştikçe mülakatlarda kendimi çok daha iyi ifade etmeye başladım ve kurs bitince global bir firmada pazarlama yöneticisi olarak işe başladım! (Bu konuyu "Londra'da nasıl işe girdim?" başlığı altında ayrıca ele alabiliriz, sen ne dersin?)
Eğer sen de bir dil kursu arayışı içindeysen ve ayırdığın bütçeye uyuyorsa burayı mutlaka araştır derim. Seviyen için başvuru formunda istediğin seviyeyi seçiyorsun. Sonra Teams üzerinden 10-15 dakikalık bir tanışma görüşmesi yapılıyor. Burada hiç gerilmene gerek yok, seni tanımaya yönelik sorular soruluyor ve kurduğun cümlelere göre gerçekten seçtiğin seviyeye uygun musun diye bakıyorlar. Zaten seviyen başladığın sınıfa uygun değilse ilk hafta değişiklik talebinde bulunabilirsin. Önemli olan kendini rahat hissetmen ve senin için uygun seviyede ders alman. Bunu sana her fırsatta hissettiriyorlar.
Dersler hakkında detaylı bilgi ve fiyatlar için bu linki ziyaret edebilirsin.
Derslere ek olarak haftada bir gün sınıfça kültür gezisi düzenleniyor ve Londra'nın ünlü galerileri, müzeleri ziyaret ediliyor. Sonrasında müzede ilgini çeken konu üzerine bir proje hazırlaman ve sınıfta sunum yapman bekleniyor. Oldukça interaktif ve eğlenceli bir ortam olduğunu söyleyebilirim. Dil ve sunum becerilerini geliştirmene büyük katkı sağlıyor.
Umarım buraya kadar gelmişken hem dilini geliştirir hem de bu şehrin keyfini çıkarırsın.
#londra #londradadilokulu #ingilizcekursu #ingilizcedileğitimi #ingilizce #ingilterededilkursu #regentsuniversitylondon #ingilizceöğren
Comments