Kafein Yükleniyor: Londra'nın En İyi Kahvecilerini Keşfet
top of page
  • londradanbildiriyor

Kafein Yükleniyor: Londra'nın En İyi Kahvecilerini Keşfet

Güncelleme tarihi: 1 Eyl 2023

Yazın soğuk bir kahveyle Londra sokaklarında dolaşmak ya da kışın soğunda eline aldığın sıcacık kahveyle ısınmak gibisi yok. Şehri karış karış gezerken en iyi kahveleri denemen için güzel bir liste hazırladım. Bu kahveciler sadece güzel kahve yapmakla kalmıyor, her birinin eşsiz bir hikayesi de var. Kafein yüklemesine hazırsan başlayabiliriz:


 

Hagen Espresso Bar


Kopenhag kökenli olup Londra'da hayat bulan bir Danimarkalı kahve projesiyle açılışı yapalım. "Şehrin en iyi kahvesi" iddiasıyla hazırladıkları içecekler, Danimarka kahveciliğinin en özgün ve sürdürülebilir yönlerini ön plana çıkarıyor. Geleneksel al banco/håndkaffe deneyimini tercih edenler için hızlı bir kahve molası sunarken, samtalekøkken/hygge tarzıyla rahatlayıp keyifli sohbetlere dalmak isteyenlere de konforlu bir ortam sunuyor. Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğin zincir kahvecinin Hampstead'deki şubesi en sevdiğim.


Monmouth Coffee


Adını Covent Garden'ın büyüleyici Monmouth caddesinden alan Monmouth Coffee Company, kahve tutkunlarının kesinlikle uğraması gereken bir mekan. Burası 1978 yılında, henüz artizan kahve bilincinin olmadığı zamanlarda, Neal's Yard da dahil olmak üzere Covent Garden'ın yarısından fazlasına sahip olan güçlü bir aile tarafından kuruldu. Dünya çapında seçkin kahve çekirdekleriyle her daim tazeliği ve yüksek kaliteyi buluşturan kahveci, çevre dostu politikaları gereği karton bardakla satış yapmıyor. Eğer şanslıysan, dükkanın önündeki masalarda fincanla kahveni yudumlayabilirsin. Al-götür yapacaksan kendi kupa veya bardağını yanında getirmen akıllıca olacak. Alternatif olarak, ek bir ücret karşılığında yeniden kullanılabilir bardaklarından da temin edebilirsin. Evde içmek için kahve çektirmeyi sakın unutma :)


The Attendant


Alışılmadık bir atmosferde kaliteli bir kahve deneyimi yaşamak istersen The Attendant'a uğrayabilirsin. 2013 yılında kapılarını açan bu kafe, kendine özgü konseptiyle göz kamaştırıyor. Oxford Street'e sadece beş dakikalık bir yürüme mesafesindeki Fitzrovia'da bulunan bu mekan, geçmişte erkekler tuvaleti olarak hizmet vermiş! 1890'larda inşa edilen ve 1960'ların başında kullanım dışı kalan mekan, elli yılı aşkın bir süre boyunca sessiz kalmış. İki yıllık planlama ve restorasyon çalışmaları sonucu ortaya çıkan kafe, dikkat çekici tasarımı ve özgün atmosferi ile instagrammarlar tarafından çok rağbet görüyor. Şimdilerde merkezi bölgelerde yer alan şubeleriyle kahve severlere benzersiz bir deneyim sunuyor. Brunchları ve kahvaltıları da oldukça lezzetli.


Hjem Kensington


Londra'nın kraliyet bölgesinde yer alan şirin kahve dükkanı Hjem'in başka bir yerde şubesi yok ve her daim önünde sıra oluyor. Böyle yerlere her zaman daha fazla ilgi duyuyorum. Hjem yani ev anlamına gelen Danimarkalı kafede, İskandinav hamur tatlıları (özellikle kakuleli cardamom bun) organik kahveleriyle muhteşem bir uyum yakalamış. Buradan alacağın kahve ve atıştırmalıklarla mekanda oturmak yerine Hyde Park'a keyifli bir yürüyüş yapabilirsin. Böylece aldığın kalorileri de dert etmemiş olursun :)


https://hjemkensington.com

Ralph's Coffee


Ralph Lauren markasının, "flagship store" denilen amiral mağazalarından biri içinde yer alan Ralph's Coffee, özellikle turistlerin akınına uğrayan bir yer. Bu tür mağazaların öncelikleri sadece kar amacı gütmek değil, aynı zamanda markanın prestijini yükseltmek ve ismini daha da duyurmak oluyor. İşte Old Bond Street'teki bu mağaza da tam olarak böyle bir atmosfere sahip. Mağaza içinde yer alan sevimli kafe, harika kahve deneyimleri sunuyor. Eğer dışarıdaki masalardan birine oturmayı başarırsan, her yudumda "ne hayatlar var..." diyerek lüks mağazalarda alışveriş yapanları da izleyebilirsin:) Hele ki Noel zamanı gelirsen, dekorasyonlar adeta baş döndürücü güzellikte; benden söylemesi!

The Gentlemen Baristas


The Gentlemen Baristas, hem tezgahın arkasında hem de toplum içinde duruşu olan bir marka, bu yönüyle saygı duyduğum bir zincir. Bu Beyefendi Baristalar, kahve dünyasına farklı bir perspektif getirerek, kahve deneyimini zarif bir şekilde sunmayı amaçlıyor. Kafe zinciri, farklı bölgelerde yer alan şubeleriyle Londra'nın birçok semtinde hizmet veriyor. Temel odakları, müşterilere yüksek kaliteli kahve sunmak ve aynı zamanda rahat ve sıcak bir atmosfer yaratmak. "İyi huylu kahve" misyonuyla, müşterilerine samimi bir yaklaşım sergiliyor, tedarikçilere saygılı davranıyor ve komşularına karşı cömert olmayı hedefliyorlar. Zincirin adı, kahve dünyasında genellikle baristaların ağır basan erkek imajına atıfta bulunarak seçilmiş.


https://www.thegentlemenbaristas.com

Redemption Roasters


Redemption Roasters, yüksek kaliteli kahveleri dışında sosyal sorumluluk projeleriyle de öne çıkan bir marka. Kahve çiftçileriyle doğrudan çalışıp adil çalışma koşullarında işbirliği yapıyorlar. Ayrıca toplumun güçlendirilmesi ve suçluların topluma kazandırılması için barista eğitimleri vererek ceza süreçlerinden sonra daha iyi bir başlangıç yapmalarına ve topluma yeniden entegre olmalarına katkıda bulunuyorlar. Hatta kendi dükkanlarında istihdam imkanı bile sunuyorlar, daha ne yapsınlar?

Roasting Plant


Garajda başlayan başarı hikayelerini mutlaka duymuşsundur, bu kahvecinin hikayesi de onlardan. Amerika menşeili Roasting Plant Coffee, Javabot adlı özel bir kavurma ve demleme sistemine sahip. Bu sistem marka kurucusu Mike Caswell tarafından kendi garajında kurulmuş. Mike'ın kahve sevgisi, sektör deneyimi, mühendislik ve iş süreçlerine dair derin anlayışı, Javabot'u geliştirmesine yol açmış. Bu son teknoloji sistem, Roasting Plant'in her mağazasında kavurma yapıyor ve her fincan bir dakikadan kısa sürede demleniyor. İşte bu yüzden her ziyaretinde taze kahve deneyimini garanti ediyor.

https://roastingplant.com

Kiss The Hippo


Dünyanın belki de en duyarlı kahve dükkanı ile tanıştırayım seni. Kiss The Hippo, Richmond'daki ilk şubesini açtığından beri, etik değerlerde giderek daha güçlü bir rol üstleniyor. Kahve çekirdekleri doğrudan çiftçilerden temin ediliyor. Marka Rainforest Trust UK ve National Literacy Trust gibi birçok yardım derneğini desteklemenin yanı sıra Just a Drop su vakfıyla da işbirliği yapıyor, ambalajlar biyolojik olarak çözünebilir nitelikte üretiliyor, yiyecek menüsü yerli ürünlerle hazırlanıyor ve en etkileyici olanı da kendi kavurma atölyelerinde geleneksel yöntemlere göre yüzde 80 daha az yakıt kullanıyor. Bu kadar temiz üretim sürecinin yanında Kiss the Hippo'nun baristaları da muhteşem kahveler hazırlıyor. Guatemala çekirdeği favorim.


Dear Coco


Kendi mahallemin kahvecisini bu listeye eklememek büyük haksızlık olurdu. Chiswick'te nehir kenarında yapacağın bir yürüyüş sırasında karşına çıkacak olan bu sevimli kahve arabası, gerçekten kaliteli kahveler sunuyor. Dear Coco markasının kurucusu Anthony'nin hikayesi de tam bir motivasyon kaynağı üstelik! Kendisi aslında Avustralya'da uluslararası bir şirketin pazarlama direktörlüğünü yapan bir beyaz yakalı çalışan, ancak kalan zamanlarında kahve arabasıyla hayallerinin peşinden gidiyor. Üç çocuk babası olan Anthony'nin çalışma azmi ve üretkenliği, gerçekten herkese ilham kaynağı olacak türden. Eğer yolun Chiswick'e düşerse, adım başı karşına çıkan zincir kafeleri es geç; nehir kenarına doğru yürü, hem lezzetli kahvenin hem de Thames Nehri'nin tadını çıkar.


 

Kahve dünyasındaki yolculuğumuz, sadece bu listeyle sınırlı değil elbette. Londra'daki birçok kahveci kendi özgün hikayesi ve lezzetiyle seni bekliyor olacak. Umarım bu yolculuk damak tadını zenginleştirir ve kahve keyfini daha da arttırır! (Hiçbiri reklam ya da işbirliği değil, tamamen zevkime göre hazırlanmış bir liste)

Londra'dan Bildiriyor © 2024 - Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page